Genel Bakış
Gizem, gerilim ve aldatmacayla dolu Shardlake, C.J. Sansom'un uluslararası popüler Tudor cinayeti gizem romanlarına dayanan ilgi çekici bir polisiye. Yıl 1536. Keskin bir adalet duygusuna sahip parlak bir avukat olan Matthew Shardlake'in hayatı, Henry Vlll'in sağ kolu Thomas Cromwell'in onu bir cinayeti araştırması için Scarnsea'deki ücra bir manastıra göndermesiyle alt üst olur. sonuçta zenginliğini Kral adına talep edecek. Kibirli ve hırslı Jack Barak'ın da eşlik etmesiyle araştırdıkları ölümün ilk olmadığı ortaya çıkar. Her fırsatta düşmanlıkla ve şüpheyle karşı karşıya kalan ve Barak'ın gerçek niyetinden emin olamayan Shardlake, yalnızca kendi bütünlüğünü değil hayatını da tehdit eden bir yalan, hile ve yolsuzluk ağının içine çekilir.
--------
The year is 1536. Lawyer Matthew Shardlake finds his life turned upside down when Thomas Cromwell sends him to investigate a suspicious death at the remote monastery of Scarnsea. Deception, deceit, and corruption are rife as it soon becomes clear that the murder is not the first. Shardlake is drawn into a web of lies that threatens not only his integrity but his life....Devamını Göster
Bu dizi özeti
yabancıdizi
tarafından oluşturuldu.
Apocalypce2
''The Name of the Rose 1986'' Yönetmen Jean-Jacques Annaud'nun Başyapıtından biraz daha az Gösterişli.
Bununla birlikte, temeller ve mekanik mevcut: Açıklanamayan bir cinayetin ardından bir manastırda fırtınalı bir soruşturma. C.J. Sansom'ın Romanından uyarlandığı için diziyi, her türlü ayrımcılık ve alayla dolu kitabın içeriği ya da üslubuna göre değerlendirmeyeceğim. Nihayetinde o geçmiş döneme sadık.Soruşturmaya gelince, manastırın kalbindeki karanlık odalar ve koridorlardan oluşan bu dünyada oldukça iyi işlenmiş bir miktar Gizem ve Gerilim olduğunu itiraf etmeliyim. İlginizi çekecek çok şey var.
Dizi, bizi çok fazla tartışmayla sıkmamak için kısa tutulmuş ve bu iyi bir fikir. Ne de olsa dizinin Ana bölümü, soruşturmayı yönlendirmek amacıyla diyaloglara dayanıyor. Başlangıçta 16. yüzyıl İngiltere'sinin tarihsel bağlamı iyi açıklanmış. Kostümler ve Setler konusunda eleştirilecek bir şey yok ve Manastır seçimi de iyi. Başta baş dedektifi canlandıran Arthur Hughes olmak üzere tüm oyuncular Mükemmel.Yapım teknik açıdan da başarılı. Yönetmen Justin Chadwick eski taştan yapılmış bu mekanlarda ışıkla oynamayı ve parıldayan renklerle yüksek kontrastlı görüntüleri seviyor bunların hepsi harika bir etki yaratıyor.Genel temposu iyi olmasına rağmen, belki de olay örgüsü biraz fazla karmaşık ve büyük bir dikkat gerektiriyor. Bir de belki biraz Derinlik ve Sürprizden yoksun olan hikaye var.Sonuç olarak, Disney'in Yıldız kategorisinde sunduğu bu dizi beni hoş bir şekilde şaşırttı. Bu da dizinin daha olgun yanını açıklıyor.
Gültekin Tetik
Aklıma Umberto Eco'nun romanı olan, ''Gülün Adı'' geldi. Filmi de müthiş başarılı idi.
Apocalypce2
Merhaba @Gültekin Tetik Umberto Eco'nun en sevdiğim Romanı ''The Name of the Rose 1980'dir.'' Yönetmen Jean-Jacques Annaud başarılı Filmi ''Der Name der Rose 1986'' Arşivimde mevzuttur. Yönetmen Giacomo Battiato yönettiği ''The Name of the Rose 2019'' izlemenizi tavsiye ederim.
Gültekin Tetik
Merhaba @Apocalypce2; filmi yıllar önce izlemiştim. Sinema eğitimlerimde, özellikle ışık kullanımları için örnek film olarak göstermiştim. Görüntü yönetmenliği ve ışık olarak da mükemmel filmdir. Hikaye örgüsü ve kurgu ise zaten kusursuz!
Apocalypce2
@Gültekin Tetik Hayatınız boyunca başarılar dilerim.
Gültekin Tetik
Çok teşekkürler, size de hayatınız boyunca başarılar dilerim!